İSMAİL FAN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İSMAİL FAN

ARKADASINI DAVET ET-https://iykfan.yetkin-forum.com-ARKADASINI DAVET ET
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
iykfan
LÜTFEN DAHA İYİ YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ... TIKLA ÜYE OL EGER ÜYE İSEN TIKLA GİR
En son konular
» bir kaç tane daha para öğrnegi
neden acaba Icon_minitimePtsi Ocak 12, 2009 7:07 pm tarafından Admin

» bir kaç para örnegi
neden acaba Icon_minitimePtsi Ocak 12, 2009 6:54 pm tarafından Admin

» Hadise'yi seçen günaha girer
neden acaba Icon_minitimePaz Ocak 04, 2009 6:25 pm tarafından Admin

» Gülse birsel kendini kendi şikayet etti
neden acaba Icon_minitimePaz Ocak 04, 2009 6:19 pm tarafından Admin

» Demet akalın ayrıldı mı?
neden acaba Icon_minitimePaz Ocak 04, 2009 6:17 pm tarafından Admin

» Necdet Dede 250 bin TL’yi kaçırdı
neden acaba Icon_minitimePaz Ocak 04, 2009 6:04 pm tarafından Admin

» misket şüphesi
neden acaba Icon_minitimePaz Ocak 04, 2009 6:01 pm tarafından Admin

» röpörütajımız.ALİ ÖZMEN-ALİ ABİ
neden acaba Icon_minitimeC.tesi Ocak 03, 2009 8:59 pm tarafından Admin

» Ali özmen'in İsmail yk ile benzerligi
neden acaba Icon_minitimeC.tesi Ocak 03, 2009 8:46 pm tarafından Admin


 

 neden acaba

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 20/12/08

neden acaba Empty
MesajKonu: neden acaba   neden acaba Icon_minitimePaz Ara. 21, 2008 3:17 pm

UÇAKLAR NEDEN İZ BIRAKIR
Bu, çocukların gökyüzüne bakarak en sık sordukları sorulardan biridir. Kim bilir kaçımız, kaçamak cevaplar vermiş, uçağın motorlarından çıkan duman olduğunu söylemiş ama aynı yükseklikte uçan her uçakta aynı şeyin olmadığını açıklayamamı-şızdır.
Bir bulutun oluşabilmesi için, havanın, yeryüzünden buharlaşan suyu absorbe edemeyecek, yani içine alamayacak kadar düşük sıcaklık ve basınçta olması, bir de bulutu oluşturacak su damlacıklarının etraflarında tutunabilecekleri toz parçacıklarının olması gereklidir. Yerden 10 bin metreden fazla yükseklikte uçan yolcu ve savaş uçaklarının uçtuğu bu yükseklikte normal şartlarda hava çok temizdir, hiç toz yoktur, yani bir bulutun oluşması için gereken şartlardan biri eksiktir.
Bilindiği gibi jet uçaklarının motorları, ön taraflarından havayı alarak, yakıt ile yakar ve işlev tamamlandıktan sonra, arka taraflarındaki küçük çaptaki egzozdan büyük bir basınç ile dışarı verirler. Bu motorların aldıkları hava ile birlikte giren su buharı, motorun içinde daha da koyu hale gelerek dışarıdaki çok soğuk havanın üzerine püskürtülür. Buna teknik dilde ’sublime’ olma olayı denir. Yani buhar halindeki suyun, sıvı hale geçmeden, doğrudan donması, buz haline geçmesidir.
Aslında uçakların arkalarında bıraktıkları bulut, insan yapısı bir buluttan başka bir şey değildir. Soğuk havada verdiğimiz nefes havada nasıl buharlaşıyorsa onun gibi bir şeydir. Deniz seviyesinde, yüksek sıcaklık ve basınçta buharlaşan suyu hava kolayca absorbe eder. Yükseklik arttıkça, hava sıcaklığı ve basınç düştükçe, hava artık su buharını içine alamaz hale gelir. Ancak bulutun oluşması için bir üçüncü şart daha vardı, yani toz parçacıkları.
İşte burada toz parçacıklarının görevini, uçağın motorlarından egzost olarak çıkan yakıt parçacıkları yerine getirir. Bu sayede bir bulutun oluşması için üç şart da yerine getirilmiş olur ve motorların gerisinde uzun, ince bir bulut oluşur.
Esasında alçak irtifada uçan uçaklarda da aynı şey oluşur, motorlardan su buharı salınır ama düşük ısı, nem miktarı, rüzgar yönü gibi etkenler tam oluşmadığı için uçakların arkasında beyaz bulut oluşmaz. İlave edelim ki, bu olayda uçağın ve motorlarının cinsi ve kapasitesinin hiçbir etkisi yoktur.
-----
DAMAR NEDEN MAVİ
Yaşamımızın sürebilmesi için vücudumuzdaki her bir hücrenin oksijene ihtiyacı vardır. Hücrelerimize oksijeni kanımız taşır. Kanımız oksijeni havadan aldığımız nefesin sonucunda akciğerlerimizden alır ve vücudumuzun her bir noktasına ulaştırır. Bu noktalarda oksijeni hücrelere devreden kanımız, kalp tarafından emilerek tekrar oksijen depolayabilmesi için akciğerlerimize pompalanır ve çevrim böyle devam eder.

Kanımızın içinde oksijen moleküllerini tutup, damarlarda taşıyarak, hedefe ulaşıldığında bırakan özel bir molekül vardır. Kırmızı kan hücrelerini, yani alyuvarları çevreleyen ve aslında demir içeren bir protein olan hemoglobin, oksijenle birleşerek bilinen parlak kan rengini oluşturur.

Kanımız hücrelerde oksijeni terk edip, karbondioksiti alıp geri dönerken yani toplardamarlarımızda iken rengi koyu kırmızı hatta biraz mora yakındır. Damarlarımızın çeperleri ve kan hücreleri renksiz olduklarından, kanın rengini veya renginin tonunu içinde oksijen olup olmaması tayin eder.

Damarlarımızın mavi renkte görünmesi, vücudumuza gelen ışığın bir kısmının derimizde emilmesi, bir kısmının da yansıtılması ile ilgilidir. Derimizde mavi renk gibi yüksek enerjiye sahip dalga boyundaki ışıklar daha çok yansıtılıp gözümüze geldiği için damarlarımız mavi renkte görülür.

Vücudumuzda gördüğümüz damarların hemen hemen tümüne yakını daha koyu renkli kanı taşıyan toplardamarlardır. Atardamarlarda kalp tarafından pompalanan kanın vücudun her yerine süratle ulaşabilmesi için basınç yüksektir. Toplardamarlarda ise kanın basıncı düşük, hızı da daha yavaştır.

Herhangi bir atardamar kesildiğinde kan daha hızlı dışarı çıkar, kan kaybı süratli ve çok olur. Hayati tehlike yaratır. Bu tehlikeye karşı atardamarlarımız daha kalın çeperli yapılmış ve derimizin altında daha derinlere yerleştirilmişlerdir. Bir kaza veya ameliyat olmadıkça atardamarlarımızı pek göremezsiniz.

Bu nedenle derimizde gördüğümüz damarların çoğu, et kalınlığı az olduğu için içindeki kanın rengini daha çok yansıtan ve deriye daha yakın olan toplardamarlardır. Tabii ki bu durum toplardamarlar kesildiğinde kanın koyu kırmızı veya mor renkte akacağı anlamına gelmez. Kesilme yerinden akan kan derhal hava ile temas edip, ondaki zengin oksijeni alır ve rengi yine bilinen kan rengine dönüşür.
-----
TELEFONDA NEDEN İLK ALO
Telefonu açışımızda kullandığımız “Alo” sözcüğünün Allessandra Lolita Oswaldo isimli kişinin kısaltılmış adı olduğunu biliyor muydunuz?

Peki, neden bir başkasının değil de Allessandra Lolita Oswaldo'nun ismi?

Telefonu icat eden Graham Bell, ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz “Allessandra Lolita Oswaldo” diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu “Ale Lolos” diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu: “Alo!” Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka bir şey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla baş başa bırakıp onu terk etti. Yaşlı Bell, sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu “Alo” diyerek açıyor ve herkes “Alo” diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell'in anısına saygı olarak “Alo” demeye başladı. Bugün hepimizin kullandığı “Alo” sözcüğü işte buradan geliyor.
-----
İLGİNÇ ÖLÜMLER
Atilla :
Attila’nın ordusu MÖ 450 ye kadar Moğolistan’dan Rus İmparatorluğunun sınırlarına kadar Asya’nın tamamını fethetmişti. Gerdek gecesi burun kanamasından ölmüştü.
MÖ 453′te genç bir kızla evlenmişti. Savaş meydanlarındaki ünlü şiddetinin tersine, şölenlerde az yiyip içmeyi adet edinmişti. Düğün gecesi bu âdetini bırakarak tıka-basa yedi ve kafayı buluncaya kadar içti. Gecenin bir saatinde burnu kanamaya başladı, ancak bunu fark edemeyecek kadar sarhoştu. Kendi kanıyla boğuldu ve ertesi sabah ölü bulundu.

Tycho Brahe:
16. yüzyılda yasamış Danimarkalı bir astronomdur. Onun araştırmaları Newton’un genel çekim kanununun yolunu açtı. Vaktinde tuvalete gidemediği için ölmüştü.
16. yüzyılda yemek bitmeden ziyafet sofrasından ayrılmak hakaret kabul edilirdi. Brahe çok içmesiyle bilinen bir adamdı, ama o gece şölene gelmeden tuvalete gitmeyi unutmuştu. Üstelik yemekte de içkiyi fazla kaçırdı. İzin isteyemeyecek kadar da kibardı. Sonunda mesanesi patladı ve 11 gün acı çektikten sonra öldü.

Horace Wells:
1840′larda anestezi kullanımının öncülüğünü yaptı. İntihar etmek için anestezi kullanmıştı.
Anestezi araştırmaları sırasında çeşitli gazlarla deneyler yaparken, kloroform bağımlısı olmuştu. 1848 de iki kadına sülfürik asit sıkmaktan tutuklandı. Hapisteyken yazdığı bir mektupta, sorunlarının sebebi olarak saldırıdan önce fazla miktarda aldığı kloroformu suçladı. 4 gün sonra hücresinde ölü bulundu. Kendisini kloroformla uyuşturmuş ve bir usturayla kalçalarını kesmişti.

Francis Bacon:
16. yüzyılın en etkili beyinlerinden biriydi. Devlet adamı, felsefeci, yazar ve bilim adamı olmasının yani sıra, Shakspeare’in bazı oyunlarını onun yazdığı bile söylenir. Bir pilici karla doldurmaya çalışırken ölmüştü.
1625 yılının bir öğle sonrası, Bacon kar fırtınasını seyrederken, etleri korumak için karin tuz gibi kullanılabileceği fikrine kapıldı. Bu denemek için komsu köyden bir piliç satın aldı, onu kesti ve dışarıda karin altında donması için karla doldurmaya çalıştı. Piliç asla donmadı, ama Bacon dondu.

Jerome Irving Rodale:
Organik gıda hareketinin kurucusu, Organik Çiftçilik ve Bahçecilik dergisinin yayıncısı ve büyük bir yayın şirketi olan Rodalı Gazeteciliklin kurucusu. Organik gıdaların yararları hakkında kendisiyle yapılan bir röportaj sırasında ölmüştü.
1971 yılında Dick Cavett Show’a çikip ta, “kafayı bulmuş bir şoförünün kullandığı bir araba çarpmazsa, 100 yasıma kadar yasarım,” dediğinde sadece 72 yasındaydı. Sohbetin bir yerinde koltuğa yığılıp kaldı. Ölüm sebebi kalp kriziydi. Bu program hiç yayınlanmadı.

Aeschylus: MÖ 500′lerde yasamış bir oyun yazarıdır. Birçok tarihçi onu Yunan tragedyasının babası sayar. Kafasına bir kaplumbağanın düşmesi sonucu ölmüştü.
Efsaneye göre kartallar kaplumbağaları yakalar ve kabuklarını kırmak için kayalara düşürürdü. Kartalın biri Aeschylus’un kel kafasını kaya sanmış ve yakaladığı kaplumbağayı onu basına bırakmıştı.

Jim Fixx:
Çok satılan Koşu Kitabi’ni yazarıydı. Bu kitap, 1970lerde jogging modası başlatmıştı. Jogging yaparken, kalp krizi geçirdi ve öldü.
Bir gün evinden çıkmış ve jogginge başlamıştı. Kısa bir süre koşmuştu ki, ağır bir koroneri başladı. Daha sonra yapılan otopside, koroner arterlerinden birinin %99, diğerinin %80 ve üçüncünün de %80 tıkanmış olduğu ortaya çıktı. Ölümünden önceki haftalarda 3 kriz daha geçirmişti.

Lully:
16. yüzyılın favori bestecilerindendi, Fransa kralı için de besteler yapmıştı.
Bir defasında müzisyenlere prova yaptırırken, hızlı bir tempo gelmiş ve çubuğunu elinden düşürmüş, çubuk ayağına çarpmıştı. Enfeksiyon sonucu öldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://iykfan.yetkin-forum.com
 
neden acaba
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» neden üyelik
» neden ismail yk
» kadınlar ve erkekler neden reddeder

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İSMAİL FAN :: DİGER :: bunları biliyormusunuz-
Buraya geçin: